İlk kez 1988 yılında Ankara Film Şenliği adıyla başlayan, şehrin sinema sanatında önemli bir yeri olan etkinlik bu yıl 33. defa gerçekleşiyor. Festivalin yıllar önce ilk ortaya çıkmasında Aziz Nesin ile birlikte büyük emekleri olan diğer kişi Mahmut Tali Özgören, Ankara'da türlü güçlüklere rağmen ortaya koymaya çalıştıkları festivali "Çölde Lale" olarak tanımlar.
Festival kapsamında ulusal yarışmalar, dünya sineması, kısa filmler, belgeseller, özel gösterimler gibi bölümlerde toplam 76 film izleyici ile buluşacak.
Filmlerin emekçileri ile izleyiciler arasında bağlantıyı sağlaması açısından önemli bir yeri olan festivalde, kısa film yarışmasında yer alan yapıtları izleme şansı buldum. Her biri oldukça akıcı, sağlam kurguya sahip ürünlerdi.
Tanju Özdemir'in ikinci kısa filmi olan "Niyetler", bir akşam yemeği sonrası üç çiftin farklılıklar üzerine yaşadıkları fikir çatışmalarını konu alıyor. Günümüzde her an karşılaştığımız, içinde bulunduğumuz ve giderek etkisini daha fazla hissettiğimiz ötekileştirme haline farklı açılardan bakabiliyoruz.
Daha önceden Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde de yarışan "Koyun" filmi, şehrin kalabalığında kaybolan koyunun arayan adakçı Bekir'i anlatıyor. Her bir sahnesiyle ve ufak detaylarıyla kurguya ve temaya önemli katkılar sağlamayı başaran yönetmen Benhür Bolhava oldukça kaliteli bir film ortaya koyduğunu söyleyebilirim.
"Birlikte Yalnızız" filminde, Sevgi ve Doğan, eski model arabaları çalarak yaşamlarını sürdürür. Ancak son girişimlerinde bazı gerçekler açığa çıkar. Duyarsızlık, çaresizlik, merhamet gibi kavramlar etrafında düşünmeye götüren bu filmde yönetmen Kasım Ördek, daha önceki iki kısa filmiyle festivallerden ödüllerle dönmeyi başaran bir isim.
Festivalde dikkatimi çeken bir diğer kısa film ise "Babamın Öldüğü gün". Oyuncularıyla ( Aline Boz ve Nur Fettahoğlu) ve final sahnesiyle oldukça dikkat çeken eser, araları bozuk olan iki kardeşin, babalarının cenaze töreninin ardından yolda yaşadıkları bir olayda akılları ve vicdanları arasında kalmalarına tanık oluruz. Emre Sefer'in yönetmenliğinde çekilen film, Türkiye prömiyerini İstanbul Film Festivali'nde yapmıştı.
Toplam 11 filmin yarışacağı Ulusal Kısa Film Yarışması'nda, dikkatimi çeken bu yapımlar arasında seçim yapabilmek oldukça zor olup her birinin ödüle yakın olduğunu belirtebilirim.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder