26 Eylül 2020 Cumartesi

İdam Tekrar Ne Zaman Gündeme Gelir?



 Türkiye’de idam cezası, cumhuriyetten bu yana tartışılagelmiş bir konudur. İstiklal mahkemelerinde gerçekleşen ve sayısı binlerin üzerinde olduğu düşünülen infazlarla başlayan bu süreç 1984 yılında sonlandı. O tarihten günümüze idam yaşanmamış olsa da bugün hala gündemimizde yer edinebiliyor.

İdam kavramımızı yaşamımızdan çıkarabilmemiz ne yazık ki mümkün olmuyor. 2004 yılında Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklik ile tamamen yasaklandı. Sonrasında ise idamı tekrar ne zaman getirelim sorusu hep sorulur oldu. İdam yasaklandıktan sonra toplum olarak bunun ne tür zararlarını yaşadık? Neden bu cezanın geri gelmesine bu kadar ihtiyaç duyduk?


Etrafımızın suç dosyası kabarık insanlarla dolu olduğu bir gerçek. Bireysel silahlanma ise tarihte en yoğun dönemini yaşıyor. Suç kavramı her gün etrafımızda giderek daha fazla kendini hissettiriyor. Hapishaneler doluluk konusunda alarm veriyor. Adalet kurumuna ve alacağı adil kararlara olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. 


2004’ten sonra, toplumda büyük yankı uyandıran pek çok olayın ardından medyada ve siyaset dünyasında idam tartışmaları yer aldı. Kadın cinayetlerinde -özellikle Münevver Karabulut ve Özgecan Arslan-, 2011’de Ramazan Bayramında Kayseri’de 3 çocuğun kaçırılıp öldürülmesinde, 15 Temmuz darbe girişiminde ve bir çok olayda idamın geri gelmesi uzun uzadıya tartışıldı. Kurallar belirlendi, cezanın kapsamı hakkında çerçeveler oluşturuldu, farklı infaz yöntemleri ortaya atıldı. Suç kavramı yaşamımızda olduğu müddetçe bu tartışmalar hep devam edecek. 

Peki bu ceza gerçekten yeniden uygulanacak mı? Bunu belirleyecek farklı faktörleri birlikte değerlendirdiğimiz zaman bu soruya yanıt verebilmek mümkün.

Öncelikle Türkiye bu cezayı Avrupa Birliği uyum sürecinde kaldırdığını, bunun AB için mutlak bir koşul olduğunu bilmeliyiz. Her ne kadar AB ile ilişkilerimiz tarihteki en sancılı dönemini yaşıyor olsa da, ceza kanunumuzda yapacağımız yeni bir değişiklik Avrupa Konseyi’ndeki konumumuzu dahi tehlikeye sokabilecektir. 

Diğer taraftan 1954 yılında imzaladığımız Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin idam ile ilgili olan 6. protokolüne 2003 yılında dahil olduk. Bu sözleşmede geri adım atmanın dünya üzerinde ülkemiz için oluşturacağı olumsuz izlenimi göze alamayız. 

Uluslararası anlaşmaların dışında, kendi toplumumuzda geri dönüşü olmayan bir cezaya çoğunluk karşı çıkacaktır. Ya yargı yanılırsa sorusunu pek çok durumda aklımızdan geçirebildiğimiz bir hukuk sistemimiz varken idam gibi bir ceza toplumumuzda büyük kutuplaşmalara neden olabilecektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder