27 Eylül 2020 Pazar

Virüsün Toplumumuzla Mücadelesi

Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru yabancı basın kaynakları duyurmaya başladı, Çin’in Wuhan kentinde sebebi bilinmeyen akciğer enfeksiyonlarına bağlı ölümler meydana gelmekteydi. Çok geçmeden dünyanın ilgisi bu bölgeye yoğunlaştı. Felaketin ilk adımları atılmıştı. 10 milyonluk kentten önce komşu şehirlere; ardından Tayland’a, Japonya’ya, Güney Kore’ye ve takibinde farklı kıtalara hızlı yayılımı hep beraber izledik. Başlangıçta sadece seyretmekle yetinsek de zamanla tüm toplumlarda büyük etkiler oluşturabildiğini gördük. 

Salgın bizlerde büyük etkiler meydana getirdi, peki bizim salgının seyrine nasıl müdahalelerimiz oldu?

 

Doğa ile mücadele, insanlık tarihinde hep yer edindi. Çoğu zaman zarar verici etkilerimiz olsa da kontrolü sağlamaya yönelik girişimler de yaşanabiliyor. Bunların bir kısmını da farklı toplumların farklı refleksleri ile çoğu zaman farkında olmaksızın ortaya koyduğu etkiler oluşturuyor. Bu etkiler her toplumun yaşayış biçimi, öncelikleri, gelenekleri ile değişim gösteriyor. 

Salgının pik yaptığı ilkbahar döneminin ardından yaza doğru kontrolü sağlayabilecek olmanın umudunu hepimiz hissettik. Salgının bitişi ile ilgili tarihler verildi, hesaplamalar yapıldı, normalleşmeye kalkışıldı. Ama unuttuğumuz pek çok dinamik vardı. Ülkenin farklı bölgelerinde farklı yaşayış şekilleri, farklı alışkanlıklar azalmakta olan bir salgını öncesinden daha büyük boyutlara taşıyacaktı. 

 Salgının ardından ilk bayramı sıkı yasaklarla geçirdikten sonra ikincisinin etkisini öngöremedik. Bayram kavramı ülkenin tüm şehirleri arasında amansız bir insan trafiği anlamına gelmekteydi. Virüsün ağır etkileri hiçbir şekilde toplumda bu trafiği baskılayamayacaktı. 

Yakın temas önemli bir riskti. Mesafe temel kuraldı. Kuralın önemi her gün sağlık otoritelerince tekrar edildi. Ancak halay olgusu bu kuraldan baskın gelmekteydi. Virüs öldürücü olsa da o halay çekilmeliydi. 

HES kodu getirildi, karantinaya alınan evden çıkmayacak dendi. Yeni normalleşmenin asla eskisi gibi olmayacağı en başından söylendi. Ancak yüz binlerce kişi karantinada evinde olması gerekirken otoyollarda yakalandı. 

Salgın, tüm dünyada fiziksel ve psikolojik hasarlar meydana getirdi. Buna karşılık, tüm toplum el birliğiyle salgının seyrine özenle hizmet ettik, virüsün normal düzenini kendi yaşam şeklimizle düzenleyip 2.dalgayı daha erken beklemeye koyulduk.    




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder