Bir uygarlık tarihi düşünün, dünyanın dört bir yanına saçılmış olsun. Bu aynı zamanda bir kültürün de dağılıp kaybolması anlamını taşıyor. M.Ö. 10 binlerden itibaren yaşamın olduğuna yönelik kanıtlar bulunan anadolunun pek çok tarihi eseri bugün yurt dışında müzelerde sergileniyor. Bu, topraklarımızdaki tarihin yok edilmesidir. Geçmişten günümüze sürüp giden uygarlığın hafızasını oluşturmamak, gelecek kuşakları kökenlerinden mahrum bırakmak için daha etkili ne yapılabilir?
Devlet yetkilileri her ne kadar bunları geri alabilmek adına birtakım girişimlerde bulunuyor olsa da, toplum olarak bu konudaki duyarlılığımız yok denecek kadar az. Avrupa’da bulunan eserlerimizin değerini dikkate alınca, her şeyi bir kenara bırakıp neden geri alma mücadelesi sürdürmeyişimiz üzerinde durmak gerekiyor. Toplum olarak bunların önemini fark etmemizi sağlayacak girişimler konusunda oldukça eksiğiz, ortak bilinç oluşturmaktan uzağız.
İşin kötü tarafı, farklı ülkelerde olduğunu bildiğimiz eserler haricinde, bir de bilmediğimiz uçsuz bucaksız kaçırılıp götürülenler var. Bazılarının varlığından hiç haberimiz dahi olmadı, bazılarının ise nerelerde saklandığını bilmiyoruz.
Medyada tarihi eser kaçırılmasıyla ilgili bir mektup yer aldı. Troya’dan 73 bin eserin Almanya’ya kaçırılmasıyla bilinen Heinrich Schliemann, Sultan Ahmet Meydanı’ndaki yılanlı sütun için de bazı girişimlerde bulunmuş. Berlin Kraliyet Müzesi müdürü Schone’e yazdığı mektupta bu niyetini anlatmış. Türkler için bu yılanlı sütunun pek önemli olmadığını, buna önem veren tek kişi olan İstanbul Arkeoloji Müzesi müdürü Dr. Dethier’in öldüğünü ve bunu Almanya’ya götürmek için en uygun zaman olduğunu yazmış.
Schliemann tarafından önem vermediğimiz belirtilen bu eser, 1.Konstantin tarafından İstanbul’un başkent yapılmasıyla şehre getirilmiş. 31 Yunan şehir devletinin Pers saldırısını durdurmasının üzerine elde ettikleri bronzları eriterek yılanlı sütun eseri ortaya konulmuş.
18. yy’da Alman tarihi eser kaçakçısının toplumumuz için belirttiği duyarsızlık ne yazıkki bugün hala devam etmekte. Bir gün elimizden gidenlerin yeniden ülkemize dönmesi durumunda, kültürümüze, ülkemize olabilecek katkısı tahmin edilemeyecek boyutlarda olacaktır.
Yurtdışında olan eserlerimizden bazıları:
- Milet Güney Agora Kuzey Kapısı - Berlin müzesi
- Pergamon'daki Zeus Sunağı ( Bergama) Berlin müzesi
- Athena Tapınağı Propylonu (Bergama ) - Berlin müzesi
- Nereidler ANITI (Ksanthos) - British müzesi
- Troya (Truva) Hazineleri - Atina milli müzesi
- Üç Güzeller Mozaiği - Paris Louvre müzesi
- Dionysos Mozaiği ( Antakya ) Amerika Worcester Müzesi
- Aphrodisias-İhtiyar Balıkçı Heykeli - Berlin müzesi

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder