10 Kasım 2020 Salı

ABD Başkanları ve Değişmeyecek Olan Gerçekler


ABD seçimleri, coronavirüsün zirveye çıktığı dönemde oldukça hararetli geçen günlerin ardından geride kaldı. Dünya tarihi açısından pek çok ilklere yol açarak tamamlandı. Adeta kendi ülkemize ait bir seçimmiş gibi soluksuz takip eden haberci ve yorumcularımız ise artık yeni dönemin getiri ve götürülerine kafa yorma aşamasına geçti. 


Posta yoluyla gönderilen oyları gördüğümüz ve ABD demokrasisine olan güvenin zedelendiği bir seçim olarak kayıtlara geçti. ABD tarihinde en fazla katılımlı seçim olmasıyla da ayrı bir öneme sahipti. Seçim yalnızca ABD’nin değil, diğer ülkelerin, özellikle Türkiye’nin de kutuplaşmasına neden oldu. Biden’cı ve Trump’çı olarak ikiye bölündük. 


Ülkemizde ortaya çıkan kutuplaşmanın merkezinde Biden’ın daha önceden Türk hükümeti ile ilgili açıklamaları yer alıyor. Ülkeyi idare edenleri değiştirmekle ilgili düşüncelerinden çok rahat bir üslupta söz etmesiyle, Türkiye’de destekçileri ve karşıtları keskin sınırlarla birbirinden ayrılmış oldu. Seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte önümüzde duran bir gerçek var: Biden ile ABD-Türkiye ilişkilerinin şekilleneceği bir 4 yıl.


Biden’ın Türkiye ile ilgili açıklamalarını dikkate aldığımızda, bizi eskisinden farklı olarak ne bekliyor? Her an ülkemize bir müdahale veya karşımıza çıkacak bir tehlike için bekleyişte olmalı mıyız? Yapılacak her anlaşma, alınacak her karar geçmişten farklı olarak bu tehlike doğrultusunda mı şekillenecek? Böyle olacağını pek sanmıyorum. 


Trump ile geçen 4 yıllık zaman diliminde ABD, Türkiye için hiçbir zaman güvenilir bir dost olamadı. Trump, Kuzey Suriye’de Türkiye için tehdit oluşturan grupları her açıdan destekledi; onların kurumsallaşmasında ve etkili hale gelmesinde yanlarında yer aldı. Yunanistan ile giderek büyüyen bir kriz halini alan Ege adaları ve Doğu Akdeniz sorununda Yunanistan’ı destekledi. Libya’da Türkiye’nin karşısındaydı. F-35 projesinde Türkiye’ye verilecek olan uçakları teslim etmedi ve Türkiye’yi projeden çıkardı. Rahip Brunson sorununda rahatlıkla ekonominizi mahvederim şeklinde tehditlerde bulundu.


Trump ile geçen 4 yılın özeti bu şekildeydi. Dış politikalarımızın neredeyse hepsinde karşımızda yer aldığı gibi ülkenin iç dinamiklerimini de etkileyecek müdahalelerden geri durmadı. Tüm bunların ardından şimdi yeni gelen başkanın ülkemize etkilerinin neler olacağını konuşuyoruz. Yeni gelen her kim olursa olsun, ABD’nin standart tutum ve politikaları devam ediyor olacak. Geçen dönem karşılaştığımız kabul edilemez davranışlar, bu dönemde de devam edecek. Bunu başkanın kim olduğu değil, ülkenin uzun vadeli politikaları belirliyor. 


Trump veya Biden, yalnızca kağıt üzerinde birer isim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder